Geçenlerde bir sosyal medya paylaşımında gördüm, “Bit Artık Ulan 2016” yazıyordu.  “Evet, gerçekten bit artık 2016″ dedim kendi kendime. Ben de bir an önce bu yılın bitmesini isteyenlerdenim. Daha pek çok kişiden de aynı şeyi duyuyorum. Herkes şikâyetçi bu seneden.

Kişisel yaşadıklarımız dışında Milletçe yaşadığımız kayıplar da oldu, olmaya da devam ediyor maalesef. Dünyada izlediğimiz kötülüklerle kanımız dondu, hiç tanımadığımız insanlar için dua ettik, ağladık.

Kendi hayatıma, aileme ve sevdiklerime de baktığım zaman farklı bir şey yok aslında. 2016 berbat bir yıldı bizim için. Hastalıklar, ayrılıklar, acılar, kısmetsizlikler, tatsızlıklar derken 2016 yılını biz de ailecek hiç sevmedik.

Çevremdeki arkadaşlarımın da benzer deneyimleri oldu. Onlar da benzer kayıplar, acılar ve tatsızlıklar yaşadılar.

2017 yılını artık öyle bir umutla bekliyoruz ki, umutlarımızın limitlerini de çok yüksek tuttuk. 2016 yılının bu son günlerini sayarak geçiriyoruz. Sanki sihirli bir dernek misali gece 12:00 olunca ve 2017 yılının ilk saatlerini yaşamaya başlayınca tüm bu kötülükler sona erecek. Umarım da öyle olur. 🙂

Ancak bu 2017 yılı da aynı şekilde geçerse sanırım çok ama çok yıkılacağız. Ama dilerim ki böyle bir şey yaşamayız.

2016 yılını kötü geçirdik, kendisinden oldukça nefret ettik ama aranan tek suçlu da o muydu acaba?

Aynaya dönüp kendimize bakmayı ihmal ettik bu sırada.

Her türlü fırsatta birbirimizi yemeyi ihmal etmedik, sosyal medya ortamlarında bile durmadan kavga ettik. Bizden farklı düşünenlere hiç saygımız olmadı, fikirleri, düşünceleri için yerden yere vurduk, tüm öfkemizi birbirimize kustuk. Daha az anlayışlı olduk, daha çok sevgisiz. Her yerde öfkeliydik, nefret doluyduk.

Negatif baktık herşeye, bardağın hep boş tarafını görmeye çalıştık.

Televizyonlara baktığımda tartışmaların, kavgaların olduğu programların daha çok reyting yapmasını hayretle içinde izledim.

Bir gün sosyal medya konusunda çalışma alanı olan bir kişi ile konuşuyordum, konu “Mühendis Anne“ye gelmişti, görüştüğüm kişi “Eğer takipçi sayını arttırmak istersen insanlarla polemiğe gir ve yorumlarda tartış, böylece takipçi sayın ile okunma sayın artar” dedi. Dondum kaldım. Benim amacım nicelik değil sadece nitelikti oysa ki.. Güzel şeyler paylaşmak, güzel düşünmek. Bir kişiye bile güzel düşünce ve bilgi verebiliyorsam ne mutlu bana.

Ama şu gerçeği de üzülerek gördüm; kavga, nefret ve öfke en revaçta olan şey maalesef.

Trafikte bile insanların nasıl öfkeyle araç kullandığını, saygısızlığın diz boyu olduğunu, sırf zevk için bazı sürücülerin başkalarının hayatlarını nasıl riske attığını gördüm.

Evini tertemiz tutarken, bir adım ötesini çöplüğe dönüştürmeye çalışanları, temiz çevre, temiz dünya anlayışını bir türlü kazanamayanları izledim.

Çocuklara yapılan kötülükler, şiddet gören kadınlar, emeğe saygı duymayan insanlar, ADAM olmayanlar… Bunlara söyleyecek söz bile bulamıyorum.

Yani biz de çok ama çok suçluyuz.

Bundan dolayıdır ki, beklentilerimiz, umutlarımız, hayallerimiz bir yana, 2017 yılına bizim de vereceklerimiz önemli aslında. Çünkü yaşam aslında bir alışveriş, ne verirsek onu alıyoruz. Önce biz iyi olmalıyız ki, çevremiz de, dünyamız da iyi olmaya başlasın.

2017 yılından beklentilerimiz için onun da bizden önemli istekleri var bence. Neler mi?

*Daha çok sevgi

*Daha çok anlayış, hoşgörü

*Birlik ve beraberlik

*Pozitif düşünce

*Çok çalışmak ve üretmek

*Çok okumak, öğrenmek, araştırmak

*Şikayet etmek yerine şükretmek

*Kavga etmek yerine farklı fikirleri kabullenmek

*Saygı

*Kardeşlik

Sevgili Mühendis Anne dostları

Umarım 2017 yılı çok ama çok güzel geçer. Ama biz de elimizden geleni yapalım.

Güzel düşünelim, güzel konuşalım. Daha çok okuyalım, daha çok öğrenelim. Farklı düşüncelere anlayış gösterelim. Güzel ve iyi evlatlar yetiştirelim. Onlara güzel bir dünya bırakalım. 🙂

Yazar Hakkında

admin

Yorum Yaz